15 Ocak 2010 Cuma

Deplasman...


Enteresan bir süreçtir deplasman... Süreçtir diyorum, çünkü sabah çıkılıp akşam dönülen ve şehirlerarası bir seferin döndüğü bir olgu değildir sadece. 4-5 gün önceden duyrulur. ''Cukkaları hazırlayın beyler, bu cumartesi deplasmandayız.'' Parayı toplama telaşına düşersin, ders çalışma sözü verirsin evdekilere falan filan... Hep bugün son denilir, yarın tekrar sorulur. ''Para tamam mı kardeşim?'' Teslim edersin, bu kez soru işaretleri...Kırk tilki gezer kafanda. Otobüs kalkacak mı acaba, kaç kişi olduk ki? Koridora düşmesek bari a.koyim.

Gelip çatar maç günü.Evden nevaleyi falan hazırlarsın.Tekel'e katkıda bulunmak için bozukluk ayırırsın bir kenara.Uyumak istersin, sabah erkenden kalkacaksındır.Nafile, uyuyamazsın... Gelir maç sabahı, buluşursun arkadaşlarınla.Soğuk havada zıplaya zıplaya ''Hacı çaksak bari lan'' dersin.Doluşursunuz otobüse ve daha kaptan vitese el gaza ayak vurmadan başlar makara... Ormandan kestim çamı Fener ananın ....

Otobüsün tavanına vurmaya başlarsın Beşiktaş derken sesin daha gür çıksın diye.Otobüs içinde minimum iki grup vardır birbiriyle rekabet edercesine.Tayfanın fırlama ve ayyaş takımının konuşlandığı arka beşliden bir ses duyulur. ''Ön taraf ön taraf sesin çıksın ön taraf'' Önde genelde abiler vardır, akıllı olunması yönünde uyarılır.Uyarı da bizim kitaptan verilir. ''Arka noluyo, g... başın oynuyo'' Arada illa ki parazitler de olacaktır. ''Lan sabahın köründe yola çıktık, bi susun da uyuyalım a.koyim'' Bu sırada şehirden henüz çıkılmadan yol kenarı ve yağmalanmaya müsait bir Tekel büfesinde durulup gerekli enerji kaynakları ederinin dörtte biri ödenerek tedarik edilir ve elde şişelerle geri dönüldüğünde artık kaptan da alkole uygun müzik yayınına başlamıştır. Biralar çekilmeye; bu esnada sevgililer düşünülmeye, ''ulan Beşiktaş'' denilmeye, harçlığı kesen pedere sövülmeye falana filana afralanıp tafralanılmaya başlanır.

Efkârlı şarkılar eşliğinde devrilen kilometrelerde şarkılar başka alemlere salar herkesi.Önlerde bir İbocu varsa ayar etmek için Yıldız Tilbe şarkısı açılır ve tezahüratlar yapılır kendilerine. İbocu posta atar, sağa çekilmesinden yanadır otobüsün. Tayfa bu kez manevralanır bir Tatlıses şarkısına. Boş gitmez tabi bu şarkılar, hal böyleyken de sık sık ihtiyaç molaları verilir.Şehirlerarası yol kenarlarının en büyük eksiğidir beş yıldızlı umumi helalar, bu yüzden ağaçlık bir yere doğru yönelmek caizdir.Eğer bünyeyi boşaltırken karşıda bir yerlerde oturanlar varsa evin muhafazakâr erkeği taşlı sopalı gelebilir üstünüze. Çakırkeyf kafalar şarkıları çoktan basite indirgemiş, uyuyabilen varsa uyanmış ve otobüsün içerisi sigara dumanına boğulmuştur.Artık kaptanla makara vaktidir. ''Kaptan bizi şarampole yuvarlaaaaaaaaaaaaaaaaaaa yuvarlaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaa yuvarlaaaaaaaaaaaaaaaaaaa...'' Arada eski maç anıları, eski besteler olmadan olmaz.Rakip tribünlere illa ki dokundurulur, mevzular anlatılır, eskiler anılır.Bu arada karınlar acıkmaya başlamıştır ve bir Çarşı otobüsünde yemeğe durmaya meyledildiği vakit hala Optik Başkan'ın anıldığını duyabilirsiniz. Yemek ve alışılagelmiş ihtiyaçlar da giderildikten sonra devam edilir yola.Az, uz dere tepe düz gidildikten sonra yol üzerinde çevirmeye rastlanır.Çevik kuvvet beyaz desene sesleri arasında bir gülümsemeyle inilir aşağı.Türk polisi otobüsün içine kadar girer, bakar ve bulabildiği yalnızca 2-3 sprey boyadan ibarettir.Arama bitip otobüs yeniden hareket ettiğinde dillerde emniyete inat bir beste vardır. ''Aramazsan arama yar aramazsan arama, zaten birşey bulamazsın emanetler zulada.'' ... Nihayet stadın önüne gelinmiştir.Bileti olanlar bir an önce stada girebilme, diğerleri ise çift turnike derdindedir.Daha ayak basar basmaz başlarız biz besteye...

Bu sevda bitmez, hasret bitmez
İsteyene gider hiç farketmez
Bu alemde Çarşı, herşeye karşı
Allah affeder, Çarşı affetmez...

Gittik mi iyi gideriz, alayına gideriz biz.Rakip takım taraftarının bile hayranlığını kazanacak, ''Çarşı geldi'' demelerine sebeptir bizim gidişimiz.Dönüş yolunda istikametin hüzün mü sevinç mi olacağını ise maç sonucu belirleyecektir.Kaybedince zulüm gelir dönüş yolu, ama kazanırsak da kimsenin bağırmaya mecali kalmamıştır.1 kişi hariç...Kaptan

''Gençler leş gibi kokuyor arabanın içi, ayıp.''

İçimizden biri yapıştırır voleyi.

''Kaptan sabah beri içiyoruz yeni mi aklına geldi a.koyim.''

Kaptanın salvoları bitmemektedir, o an için kaptan dırdırcı bir kaynanadan farksızdır.

''Bak klimayı da bozmuşsunuz.''

Bu kez bir başka gönüllü Kara Murat:

''Lan 302 otobüs klima mı kalır kaptaaaaaaan.''

Çıkabilen son seslerle kaptan noluyo çekilir.Kimisi atkısını, kimisi arkadaşını, kimisi montunu yastık belleyip uykuya dalışlardadır.Arada bir kafayı kaldırıp nerdeyiz tarzı bakışlar atılır etrafa, varsa son kumanyalar bölüştürülür.

Sabahın ilk ışıkları olmaktadır ve otobüsten inilip eve dönülme vaktidir.Dillerde hala Beşiktaş, kafalarda ise bir sonraki maçın hesabı vardır.Yenildi isek; ''Bi daha gelmem lan.'' diyenler sıkça çıkabilse de bi dahaki deplasmanda en önce ''Oğlum beni de yazın lan.'' diyenler onlar olacaktır.

Sıcacık yatağına az kalmıştır artık.Sabahın ilk ışıklarıyla kimseyi uyandırmamak için anahtarla açarsın kapıyı, ahalide mutlaka uyanık biri çıkar.

Sorar, anlatırsın, anlatmalara doyamazsın.

Ve bodoslama yatmaya giderken tebessüm, ıtırlı bir ses, ve bir aşk şarkısı kalır dilinde...

''Beşiktaş'ım sen çok yaşa
Canım feda olsun sana...''

Her deplasman aslında bir kavuşmadır.Bu karede de kavuşmayı beklediğimiz canlarımız yer almaktadır.Bir yanımız Optik Başkan, bir yanımız Pembe Hasan...

Soldan sağa: Cem abi (Sarı), Ayhan abi (Ankaralı), Optik Başkan, Pembe Hasan

1 yorum:

t_okan dedi ki...

çok güzel olmuş hocam yaaa..İstanbul'da olmasam ve ordan deplasmana gitmesem de genelde hep böyledir.son kısım ise çok etkileyici dilde son bir beste kalmıştır. genelde abime anlatmışımdır böyle fenerli de olsa merak edip dinler özellikle fenere olan küfürleri söylerim makaramı bitirmem evde devam ederim.
Üniversite kazanıp Kırıkkale'ye geldik sevdayı bırakmadık şimdi çıkıp çıkıp İstanbula ya da başka yerlere deplasmana giderken unutulmaz anılardır hep onlar tadına doyulmaz hep yaşanılasıdır!.. Özledim be istanbulu mabedi beşiktaşı