26 Eylül 2009 Cumartesi

Dostlar Meyhanesi

Ulan Rıza...

Ne hayallerimiz vardı oysa;

Totoyu bulunca dükkan açacak, adını Dostlar Meyhanesi koyacaktık.

Üstad Hayaloğlu'nun içinde ukde kalan, belki de satırlara böyle hasretle döktüğü mekandır Dostlar Meyhanesi.Kimbilir, belki şimdi gittiği yerde o kurmuştur çilingir sofrasını, oturmuş dostlarıyla aşk ediyordur inceden.Orada rakı var mı, yanına ince doğranmış beyaz peynir geliyor mu ya da balık sezonu açıldıysa şayet olta lüferinin tadına varıldı mı bilinmez, lâkin bunları yaşayabilmenin mümkün olduğu dünyamızda bile ne derece kurulur o meyhane tartışılır.Aslında zor olan dolu dolu dost bulmaktır.

Bir dostun varsa eğer, sırtını dayayabileceğin sağlam bir duvarın da vardır.Sen de en çok o keyifliyken keyiflisindir.En baba muhabbetlerse gün ışığının yavaş yavaş çekilip gözyaşlarının görünmezliğe kavuşabildiği anlarda dostun yanında, dostla edilenlerdir.

Gözyaşlarını özgür bırakabilirsin. Dost sana ''Erkekler ağlamaz'' demez; gözyaşı kaldıysa seninle ağlar.

Duvarlarını yıkabilirsin, yüreğini açabilirsin. Âşık Veysel'in sazına verdiği salık gibi gizli sırlarını aşikâr etmez dost.

Hesap sorabilirsin dostuna, neden böyle oldu diyebilirsin.

''Seninle bu acıları çekmemiş olsak bu adam gibi muhabbetlerin hiçbiri olmazdı.'' der dost. Derdinden şikayet etmez, dinlemeye gönüllüdür.Dert seninkiyle de bitmez, anlatmaya meyillidir.Sonunda aynı gözyaşını paylaşırsınız.

Sabahın saat 5'inde Optik Başkan'a ortak bir beste yapabilme heyecanını yüreğinize salandır dost.Defalarca denersin, olmaz. Rahat bırakmazsın adamı.Ne zaman beste bitecek, o zaman çalacaktır yat borusu.

''Lan oğlum bi çektir git, yarın bakarız.'' demez dost. Beste biter sabah 6 sularında.Tüm yüreğiyle eşlik eder sana...

Bembeyaz dünyandasın izliyorsun Beşiktaş'ı
Sensiz öksüz kaldı bak, ağlıyor Hindi Baba!
Acıktı kardeşlerin çık gel söyle bi çorba
Hayalin kapalıda,
Merhaba OPTİK BAŞKAN!

Adana-Urfa arası kebap rekabetinden Tatlıses-Fatih Terim arası hemşehri kızdırmasına uzanan, her gecenin sonunda muhakkak yüzünde bir tebessüm sebebi bırakandır dost.Genelde sabah saatlerinde uyunduğundan uyanıldığı vakit denk gelinmese de bu voltranın oluştuğu ender zaman dilimlerinde, memurların öğle yemeğini yedikleri bir vakit ''Abi, günaydın lan.'' diyerek kahkahaya sevkedendir dost. Gece güne dönerken sebepsizce Yumruklar Havaya! dediğin vakit Gündoğdu'yu çakabilendir suratına.Sevdiğin kızı anlatırsın; ''Abi kaçırsana lan, seviyorum de lan.''

En ufak bir mevzunu bile dikkatle dinleyendir dost.Gözlerin dolup ''Benden bu kadar'' dediğinde olmadık bir lafla yüzünü güldüren, senin gülmenle mutlu olandır.Anlattıklarını kitap gibi okuyup beş dakika sonra silen balık hafızalılardan değildir dost. Geçmiş bir mevzuyu anlattığında dahi kaçıncı baskı olduğunu sormaz.Cevabı senin de sevdiğin telden verir: ''Evet abi, iyi hatırlıyorum kendimi o gece.''

Kendine özgü şifrelerle anlaşabildiğindir dost, seni anlayabilendir. Başgandır, Macci'dir, Merdo'dur dost.Damacananın mizaha uyarlanmış halini sıkılmadan yâd edebileceğindir.

Sevdiğini bile anlatabileceğindir dost. Kilometrelerce uzakta bile olsa seninle aynı anda döktüğü gözyaşlarını paylaşandır. Helal edesi gelir zaten insanın.Mehmet abi çok baba adamdır.

Benim meyhanem de böyle bir yer işte, eyvallah ''Şerefe'' diyen herkese.

Bize Tekel yasak artık, o ayrı mesele :)

İyi ki varsınız dostlar...

Hiç yorum yok: